Farklı zaman dilimlerinde geçen Yarım Bıraktığımız Şeyler, aşk uğruna alınan riskleri, kapanması imkânsız yaraları ve geldiğini bir türlü kabullenemediğimiz sonları derinlemesine ele alıyor.

Yirmi sekiz yaşındaki Georgia Stanton, yıkıcı bir boşanmanın ardından, New York'taki ihtişamlı yaşamından, arkadaş çevresinden ve
gururundan vazgeçerek her şeye sıfırdan başlamak zorunda kalmıştır. Çaresizlik içinde, merhum büyük büyükannesinin geçmişin izleriyle dolu Colorado'daki malikânesine sığınır. Ancak burada kaderi,
kapağında tutkulu çiftlerin resmedildiği, milyonlarca kopya satmış romantik kurgu yazarı kibirli Noah Harrison'la kesişir. Georgia, tıpkı röportajlarındaki gibi alçakgönüllülükten yoksun bu yakışıklı adamın, büyükannesinin tamamlanmamış eserini bitirecek kişi olduğuna inanmakta zorlanır. Ne var ki yayıncılar Noah'nın bu iş için biçilmiş kaftan olduğunda ısrarcıdır.


Noah Harrison kitapları ve film uyarlamalarıyla modern kurgunun altın çocuğu olarak ününün zirvesindedir. İdolü Scarlett Stanton'ın yarım bıraktığı ve belki de edebiyat dünyasında yüzyılın şaheseri olabilecek taslağı tamamlama şansı doğduğunda buna karşı kayıtsız
kalamaz. Ancak efsanevi bir yazara layık bir son yazmak ne kadar zorsa, onun dik başlı ve şüpheci torunu Georgia'yla başa çıkmak da bir o kadar zorludur.


Noah ve Georgia, Scarlett'ın taslağını ve mektuplarını okudukça onun kitabı neden yarım bıraktığını anlamaya başlar. Bu eser, Scarlett'ın İkinci Dünya Savaşı sırasında bir pilotla yaşadığı, mutlu sonla bitmeyen gerçek aşk hikâyesini anlatmaktadır. Georgia, aşkın sonsuza dek
sürebileceğine dair inancını çoktan yitirmiş ve Noah'yla aralarındaki inkâr edilemez çekime rağmen büyük büyükannesinin hatalarından ders almayı kafasına koymuştur. Bu karar, Noah'nın kariyerini tehlikeye atmak anlamına gelse bile...