Anne ve babalar çocuklarını, sadece DNA'ları ile kodlamazlar. Düşünceleri, duyguları, ahlakları, bakışları, algıları gibi kendilerinde ne varsa hepsini çocuklarına taşırlar ve sonrada kendi elleriyle ileride ister beğensinler ister beğenmesinler karşılarına bir birey çıkarırlar. Yani her çocuk anne ve babasının karnesidir.
Her çocuk İslam fıtratı üzere anne ve babasına teslim edilmiştir. Öyle ki her çocuk bir cennet meyvesidir. Esas konu şudur ki; acaba ilerleyen süreçte bu çocuk cennet ahalisinden biri olabilecek mi? İşte başarılı çocuk yetiştirmek ve en güzel karneyi elde etmek isteyen ebeveynler, işi en başından büyük bir itina ile takip etmelidirler.

Sadece anne ve babaların DNA'ları, büyükçe sevgi kucakları ve konforlu bir hayat sunumları çocukların geleceğine temel olamaz. Bu nedenle gösterilen amaçların, izlenecek hayat rotasının, hazmedilecek prensiplerin, şarj edilecek duyguların özenle seçilmesi ve benimsetilmesi gerekir. Bu da ince ince, adım adım işlenecek bir dokunuşla olur. Bu dokunuşlar da yalnızca ilahî destek ile kusursuz modeller olan Hz. Muhammed (s.a.a) ve Ehl-i Beyt İmamları'nın (s.a) örnekliğini tanımakla gerçekleşir.  

İşte her anne ve baba adayının; kendilerini bebeklerini karşılamaya hazırlamak için yardımcı olacak bu çalışma elinizde bulunmaktadır. Bebeğiniz dünyaya gelmeden kendinizi hazırlayın. Doğru bir eğitim ve ilgi ile bebeğinizi kuşatın. Bebeğiniz; karşısında hazır, emin, doğru bir anne ve baba adayı bulsun inşallah!

Bebeklerin doğar doğmaz bedbaht edilmesi hiçbir bebeğin hakkı değildir. Onlar anne ve babalara hediye edilen birer cennet hatırlatıcısıdırlar.