Bir koğuş bir sistem bir toplum... Varlığı bile kabul edilmeyen dışlanmış "misafir" olarak etiketlenen insanlar... Karantina yalnızca fiziksel bir hapsin ötesine geçiyor. Yazar insanın varoluşsal yalnızlığını ve toplumsal yapının ezici gücünü bir hastane koğuşunda karantinaya alınan bireylerin üzerinden sorguluyor. İçsel bir zindanın derinliklerine inmeyi başaran bu eser toplumsal dışlanmışlığın çaresizliğin ve direnişin öyküsünü çarpıcı bir şekilde sunuyor.
Hastalıklar acılar ve kısıtlamalar arasında hayatta kalmaya çalışan bir grup insan ancak bir araya geldiklerinde her şeyi değiştirebilecek kadar güçlü bir azınlık... Her biri kendi varlığını kanıtlama mücadelesi verirken sistemin baskıları karşısında içsel bir isyanın tohumlarını taşıyor. Peki bu "misafirler" gerçekten isyan edebilecek mi yoksa kaybolup gidecekler mi?
Karantina toplumsal yapıya dair derin bir eleştiriyi insanın içsel direnişi ve isyan arayışını keşfederek sunuyor. Her bir karakterin yaşadığı zorluklar varlıklarının sorgulandığı bir dünyada insan olmanın anlamını arayan bir yolculuğa çıkarıyor. Her bir karakter derin bir hikâyenin parçası ve her hikâye bir isyanın başlangıcına dönüşme potansiyeli taşıyor.
Bu kitap yalnızca bir toplum eleştirisi olmakla kalmıyor aynı zamanda bir varoluş mücadelesinin umudun ve direnişin unutulmaz bir portresini oluşturuyor.