Tanklar tüfekler ve sınırlar... Güç deyince akla bunlar mı geliyor hâlâ?
Oysa 21. yüzyıl gücün tanımını kökten değiştiriyor. Kültürle sanatla ekranlardan yayılan bir dizinin etkisiyle bir gönüllünün uzak coğrafyalarda uzattığı elle şekillenen bir dünyadayız artık.
Bu kitap Türkiye'nin sahip olduğu ama yeterince konuşulmayan asıl gücüne yumuşak gücüne yakından bakıyor. Eğitimden sivil topluma diasporadan medyaya uzanan geniş bir yelpazede Türkiye'nin küresel sahnede nasıl daha görünür ve etkili olabileceğini sorguluyor. Eleştirel ama yapıcı bir dille günümüzün en önemli diplomasi aracını masaya yatırıyor.
Eğer "Türkiye dünyada neyle var olacak?" sorusunu gerçekçi derinlikli ve vizyoner bir bakışla sormak istiyorsanız elinizdeki bu kitap tam size göre.