Bugün Türkçülük hakkında söylenen her söz, artık sadece geçmişi değil, geleceği de etkiliyor. Çünkü Türkçülük, sadece bir fikir değil; kimlik, yön, ilke ve inanç sistemidir. Ne yazık ki bu fikir yıllar içinde hem dışarıdan saldırılarla yıpratılmış hem de içeriden yanlış temsilcilerle içeriği boşaltılmıştır. Bu yüzden genç bir birey, Türkçülükle ilk defa karşılaştığında, ne olduğunu tam anlamıyla kavrayamadan ya büyülenmiş bir övgüye ya da önyargılı bir reddedişe savrulabiliyor. Oysa Türkçülük, övgüyle değil; anlayışla, sloganla değil; şuurla yaşanması gereken bir duruştur.