Sadakat ve ihanetin birbirine karı_tıı bu karanlık dünyada ayakta kalmak yalnızca güçlülerin hakkıydı. Gücün ve korkunun birbirine karı_tıı bu _ehrin her kö_esinde ise yalnızca benim adım fısıldanırdı: 1skender Ouzbeyli! Sonra o çıktı kar_ıma. Sahne ı_ıklarının büyüleyici yıldızı, assolisti; herkesin tanıdıı Cavidan ama kimsenin bilmedii Dila. Onun ı_ıına her baktıımda kendi karanlıımı gördüm. Onun hikâyesi benim, benim hikâyem de onun sınavıydı. Onunla yollarımız kesi_tiinde anlamı_tım ki geçmi_im de geleceim de yeniden yazılmaya ba_lamı_tı. _imdi ise ya birlikte bu yolda yürümek ya da her _eyi kaybetmek zamanıydı. Bir hükümdar kalbini açarsa en büyük zaafını da dü_manlarının eline verirdi. Ama bazen de bir hükümdar olmak için bıçak sırtında yürümeyi örenmek gerekirdi. Bir dönemin büyüsünde tutku ve gücün çarpı_tıı bir hikâye.