Edebi eserler bir kültürün ürünü olurlar. Bir edebi eser kültürü temsil etmiyorsa zaten edebi eser olma durumu tartışılır. Üslup özelliği olan bütün eserlerin kendini dışarıya yansıtma aracı dil olur. Dilin gelişim gücü o kadar etkilidir ki doğuştan devlet olma yapısına kavuşmayan ya da bu yapısı bozulmuş yığınları birleştirip siyasi güç haline getirebilir. Günümüzde tam tersi de yaşanmaktadır. Bir halkın her yönden gücünün kırılması önce düşünce gücünün kırılmasıyla başlar. Bunun yolu da dilini yozlaştırıp bozmakla sürdürülür.

Toplumun düşüncesi diline yansır. Bütün edebi ürünler bir dil üzerinde oluşturulduğu için bir düşünceye mensup olma özellikleri vardır. Taşıdıkları düşünce yönünün toplumla uyuşması beklenir. Yazarlar düşünce yönlerinin herhangi bir toplumla özdeşleştiği görüşünde olabilirler.
Bir toplumun kültürünü oluşturan edebi eserlerin cümleleri yazarının düşünce dünyasını ve üslubunu anlamada önemli veriler sağlar.

Toplumun kültür derinliğinden beslenen yazarların eserlerindeki cümlelerin Türk düşünce sisteminin genetik özelliğine uygun olması beklenir.
Prof. Dr. Yusuf AVCI