Sert iklimlerin çetin coğrafyaların içinden doğan Türk ruhu açlık salgın kıtlık gibi en menfi koşullara rağmen cihan hâkimiyeti düsturunu her zaman kor halinde taşımıştır. Birey aile ile birlikte inşa ettiği idare ve dayanışma yeteneği sayesinde yalnızca yakın çevresine değil tüm dünyaya yön verecek bir nitelik kazanır. Binlerce yıllık tecrübe Hoca Ahmet Yesevinin ışığından Balkanlardaki Balagay Tekkesine; Çanakkaleden Büyük Taarruza; onlu yaşlardaki bir çobanın Dumlupınardan Uşaka uzanan destanına dek kurdun gölgesi metaforuyla hem dostuna güven hem düşmanına korku salmıştır.
1960tan 1980e Muhtıralardan postmodern tuzaklara kadar her darbe ve saldırıda Türk milleti içindeki bu gölgeyi koruyarak ayakta kalmış; kahraman ordusu ile darbecileri birbirinden ayırmış en ağır faturalara rağmen kendi evlatlarına küsmeden yürüyüşüne devam etmiştir.
Bu kitap kurdun gölgesinin tarih sahnesinde nasıl şekillendiğini; bireyden ulusa nesilden geleceğe uzanan köklü bir diriliş hikâyesini anlatıyor. Sınır konulmadan; düşünce ufuklarına ışık tutacak ruhen sahiplenilecek bir gelecek tasavvuruna davet ediyor. Hazır mısınız?