Hakkın tespiti ve himayesi için detaylı bir inceleme gerekir. Fakat bu incelmenin uzun sürmesi ve mahkemelerin iş yükünün ağırlığı, kesin hukuki korumanın sağlanmasını geciktirebilir. Bu sürecin sonunda hakkın elde edilememesi, dava konusunun tehlikeye düşmesi ve elde edilen hükmün artık bir öneminin kalmaması riskleri mevcuttur. Bu riskleri bertaraf etmek için dava konusunun nihai koruma sağlanmadan önce güvence altına alınması gerekir. Bu sebeple geçici hukuki koruma kavramı doğmuştur.

Teknik bilgi gerektiren ve önemi hızla artan marka uyuşmazlıklarında kesin hükümle koruma sağlanmasının uzun zaman alabilmesi, hükmün etkisiz kalmasına yol açabilir. Bu sebeple bir geçici hukuki koruma olan ihtiyati tedbirler yaygın uygulanan bir hukuki çaredir.

Bu kitapta; marka hukuku alanında ihtiyati tedbirler kavramı, marka hukuku açısından önemi, ihtiyati tedbir talep edilebilmesi için hangi şartların gerçekleşmesi gerektiği, marka hukukunda hangi durumlarda ihtiyati tedbire başvurulabileceği, hangi tedbir türüne karar verilebileceği, ihtiyati tedbir yargılamasının nasıl yapılacağı ve karara karşı hukuki çarelerin neler olacağı SMK, Gümrük Kanunu, Gümrük Yönetmeliği, HMK, TRIPS, Paris Sözleşmesi, doktrin görüşleri ve yüksek mahkeme kararları altında incelenmiştir.