Balkanlar, Türk tarihinin ve kültürel kimliğinin ayrılmaz bir parçasıdır. Osmanlı Devleti'nin kuruluşundan itibaren bu coğrafya, sadece askeri ve siyasi bir nüfuz alanı değil, aynı zamanda köklü bir medeniyetin vücut bulduğu, geliştiği ve dünyaya yayıldığı bir mekân olmuştur. Bu bakımdan Osmanlı Rumeli'si, sadece saray merkezli bir imparatorluk tahayyülünün değil, aynı zamanda tüm kurumlarıyla büyük bir medeniyetin inkişaf alanı olarak görülmelidir. Osmanlı medeniyeti bu ortak coğrafyada mimariden edebiyata, musikiden halk inançlarına kadar uzanan geniş bir alanda izler bırakmıştır. Ancak, Balkanlar yalnızca geçmişin parlak anılarını barındırmaz; savaşlar, göçler, acılar ve insanî trajedilerle de yüklüdür. Bu karmaşık tarih, edebiyatımızda da derin izler bırakmıştır. Sakarya Üniversitesi Balkan Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından hazırlanan Türk Kültür ve Edebiyatında Balkanlar kitabı, bir yönüyle tarihî bir yönüyle de güncel olan bu kültürel derinliği, Türk edebiyatındaki yansımalarıyla birlikte ele almayı amaçlamaktadır.