17 Aralık 2004'te alınan müzakere tarihinden sonra Türkiye nihayet Avrupa Birliği'yle resmi müzakerelere başlıyor. Ucu açık olduğu belirtilen ve en az on-on beş yıl sürmesi öngörülen bu süreç Türkiye açısından birçok yeniliklere gebe. Özelleştirmeler ve yabancı sermaye girişi milliyetçiliğin yükselişi Kürt sorunu Ortadoğu'nun kanlı coğrafyası ve ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi'yle birleştirildiğinde AB'yle ilişkilerin apayrı bir önem kazandığı da muhakkak. Dolayısıyla siyasal aktörlerin ve hükümet yetkililerinin hamasete boğdukları Avrupa Birliği'yle bütünleşme meselesinin gerçekçi bir yaklaşımla ve somut sorunlar etrafında irdelenip değerlendirilmesinde çok büyük yarar bulunuyor.

Londra Greenwich Üniversitesi'nde Avrupa Birliği'nin fikir babası Jean Monnet adına kurulu kürsünün başkanı olan Mehmet Uğur'la söyleşilerle hazırlanan bu kitap Türkiye'deki ve AB ülkelerindeki güncel gelişmeler ışığında AB-Türkiye ilişkilerine yenilikçi bir yaklaşım getiriyor. Yazar bu yaklaşımını sağduyuya yakın kavramlar ile gerçekçi veriler arasında sağlıklı bir denge kurarak bir teorik birlik üzerine oturtuyor. Bu temelde AB'nin siyasal meşruiyetini oluşturan 'insan hakları'ndan Avro'nun geleceğine Türkiye'de ordunun konumundan Kürt sorununun çözümüne dek en temel meselelerde kendi görüşleriyle öngörülerini ortaya koyuyor ve Türkiye'nin AB'yle bütünleşmesinin tamamen kendi tercihine ve çabalarına bağlı olacağını belirtiyor...