Göksu'nun mavisi ile Toros yamaçlarının yeşili arasında saklı Meryemlik... Burada, ateşten ve arenadan mucizeyle kurtulan bir kadının adı yüzyıllardır rüzgârda fısıldanır: Azize Thekla. Azize Thekla ve Silifke; apokrif "Paulus ve Thekla'nın İşleri"nden Evagrios Scholastikos'un kroniklerine, mağara ibadetgâhlarından mozaiklerle bezenmiş bazilikalara uzanan çok katmanlı bir anlatı mezarlığını titizlikle kazar. Thekla'nın bakirelik yeminini, kadın hacıların göğe dokunur dualarını ve Silifke'nin liman-nehir ağındaki stratejik ağırlığını, arkeolojik verilerle iç içe geçirerek yeniden hayat buldurur.
Eserde, 4.6. yüzyılda büyüyen hac ekonomisi, sarnıçlara yansıyan kutsal su sembolizmi ve Meryemlik'in Bizans'ta bir "şifa laboratuvarı"na dönüşme süreci gözler önüne serilir. Thekla'nın "kadın vaiz" kimliği, yalnızca efsane değil, toplumsal cinsiyet kalıplarını kıran tarihsel bir gerçeklik olarak mercek altına alınır. Silifke Kalesi'nin gölgesindeki kutsal mağara, grafiti dolu duvarlarıyla hâlâ o ilk günkü lütfu yankılar. Bu kitap, hem akademisyenler hem meraklı yolcular için kadim Anadolu'da inanç, siyaset ve ekonominin nasıl birbirine kök saldığını anlatan sahici bir rehber.