Adem Tok; insanların, çiçeklerin ve kutsal metinlerde geçen isimlerin taşıdığı anlamları değerli bulduğu için, şiirlerinde ve hikâyelerinde bu isimleri başlık olarak kullanmayı tercih eder. Ona göre hiçbir adım ve yüzleşme rastlantı, hiçbir yolculuk ve davet anlamsız değildir. İnsanın adına kodlanan bir armağanla yürüdüğüne inanır.
İyilikle hayata bir halka daha katılırken, kötülüklerle eksildiğimizi; dokunduğumuz her ruhta gönül şarkılarına ortak olduğumuzu savunur. Sabretmenin, yıllanmış bir şişedeki şarabın lezzeti gibi emek istediğini dile getirir. Ancak insanların bunu beceremediğini; bu yüzden önyargılarla hareket ettiğini, sormadığını, sorgulamadığını söyler. Güvenmeyi unuttuğumuzu, sadakati ise beceremediğimizi hatırlatır.