Pencerenin ardında akıp giden hayatlarda hangi sırlar saklıdır? Sıradan bir günün sessizliğinde hangi fırtınalar kopar ve hangi umutlar bir türlü filizlenemez?
Ercan Dansuk, Filizlenemeyenler'de okuru tam da bu pencerelerin ardına, gündelik hayatın görünmeyen yüzüne davet ediyor. Karşı dairedeki dansçıyı saplantıyla izleyen bir adamın gözünden, "elalem ne der" korkusuyla kendi evinde volta atan bir babanın adımlarından, bir kiraz ağacının gölgesinde demlenen melankoliye uzanan öyküler bunlar.
Her bir metin, potansiyelini içinde bir tohum gibi taşıyan ama bir türlü yeşeremeyen ruhların portresini çiziyor. Toplumun, ailenin veya bizzat kendimizin ördüğü duvarlara sıkışmış, dile getirilememiş arzuların ve sessiz çığlıkların yankısını duyuruyor.
Dansuk, şiirsel ve ustalıklı diliyle, sıradan olanın altındaki derin varoluşsal sancıyı gözler önüne seriyor. Bakmakla görmek arasındaki o ince çizgide asılı kalan hayatlara dokunmaya hazır olun.