Mizancı Mehmed Murad Bey'in yazdığı Osmanlı Tarihi (Tarih-i Ebu'l Faruk) dizisinin bu beşinci cildinde XVII. asır, Osmanlı sarayında, kardeşlikten düşmanlığa evrilen hanedan trajedilerinin ve payitahtın dört bir yanını saran fırtınaların asrıydı. Bir yanda devlet geleneklerinin altüst oluşuyla ortaya çıkan kaos, öte yanda Anadolu ve Rumeli'de dinmek bilmeyen kargaşalar, sefalet ve açlığın gölgesinde çaresiz kalan tebaa; tüm bu tablo, imparatorluğun yaralı ruhunun bir eseriydi. I. Mustafa'nın gölgeli saltanatı ve IV. Murad'ın otoriter politikaları arasındaki bu devirde, Topkapı Sarayı'nın soğuk mermer odalarında türlü entrikalar kurulur, her şehzade bir diğerinin korkulu rüyası hâline gelirdi.
Kardeş katli, saray odalarında geçen ömürler ve annelerin gözyaşı, hanedan hayatının sarsıcı gerçeğiydi. Sultanın iradesinin mutlaklaştığı bu karanlık dönemde adalet arayışı çoğu kez iktidar hırsında kayboldu, onun gölgesi altında ise korku ve tereddüt hüküm sürdü.