En çok söyleyemediklerim anlattı beni.
"Bir insanın iç sesi ne kadar sessiz olabilir?"
İm; bir apartmanda, bir sokakta, bir odada değil en çok kendi içinde yaşayan bir karakter. Renklerin, sessizliklerin ve küçük anların içinden geçerek büyüyen bir iç yolculuk bu. Her duvar bir yankı, her kelime bir iz. Kimi zaman çocukluğa, kimi zaman bugünün yorgunluğuna dokunuyor.
İm, suskun kalmış duyguların diliyle yazıldı. Bir kalemin ucunda, bir bardağın buğusunda, yaşlı bir bakışta ya da çocukluğun rafında kendini bulanlara ithaf edildi. Bu kitap, görünmeyen yükleri taşıyanlara gündelik hayatın sessiz kahramanlarına bir aynadır.
"İçimize bakmak cesaret ister. Bu kitap o cesaretin sesi"