Her çağın sancıları ve zorlukları birbirinden farklıdır. Bu nedenle sınavlarımız ve gittiğimiz yollar da çağın şartlarına göre şekillenir.
Hız çağı denilen günümüzde ise insanlar sürekli bir yerlere yetişmek kaygısıyla kendini harap ediyor; yavaşlayınca bir şeyleri kaçırdığını ve birilerinden geride kaldığını düşünüyor.
Oysa hepimiz muhakkak bir an soluklanmak için durur ve taşlı, dikenli bir patikada hayatımızı sorgulayıp bir yön tayin ederiz. Bu süreçteki en zor kısım ise kendimizi anlamak, sorularımızın cevaplarını pişmanlık, inanç ve inat gibi duyguların pençesinde aramaktır.
Yazar, Ferhat karakteri ile kalabalıklar içinde yalnız kalan modern zaman insanına dikkat çekiyor. Dinlemek istemeyenlere bir şeyler anlatabilmek için çırpınan Ferhat Öğretmenin onulmaz hüznü ve geçmişinin telafi etme gayretinin, uzlet ile sonuçlanacak hikâyesi sizlere bir yerlerden tanıdık gelebilir.
Kuşkusuz Ferhatlar çoktur Kimi inat eder, dinlemez, öğrenmek için değil, alt etmek için sorar; kimi ise gerçekten yarasına bir deva bulmak için düşünür, sorgular. Apartman dairelerine sıkışmış ruhlarımızı dağ bayırlarında yolculuğa çıkaran bu kitap, duraksamak ve
düşünmek için kendimize bir fırsat vermemiz gerektiğini vurguluyor.