Yazar Begüm Özkaya Kurt etekleri zil çalan bir kız çocuğu adeta. Hayal ağacının dallarına kurulup oturmuş, okuyucularına; "Heyy çabuk şu rengârenk hayata bakın. Yanı başınızda umut var, ışık var, macera var keşfedilecek çok şey var. Uzatın elinizi, toplayın toplayabildiğiniz kadar..." diye seslenen bir kız çocuğu... (Ayşe Hayta)
Pandoroma Kasabası'nı okuyunca, "Herkesin mutlu, saygılı, güler yüzlü olduğu bir dünya ne güzel olurdu..." diye düşündüm. Şükrederek, hayatı çok ciddiye almadan ama özenle ve sevgiyle yürüyerek başarabiliriz belki! Kim bilir... Mutluluğun ve tebessümün içten yayılan bir ışık olduğunu bizlere yeniden hatırlattığı için Begüm Özkaya Kurt'a teşekkürler... (Emine Cuma)
Pandoroma Kasabası, Sare ninenin gümüş sandığının içinden çıkan yıllanmış tohumlar gibi gelecek nesillerin yüreğine ekilecek nice güzel bilgiler barındırıyor. Böyle kıymetli hikayeleri nesillere taşıdığı için yazarımız Begüm Özkaya Kurt'a teşekkür ederim. (Gülhanım Can)
Büyük bir keyifle okuduğum dostluğun, komşuluğun en duru, en masum halini anlatan bu kitap içinizi ısıtacak. En güzel yanı ise Osmanlı mutfağına yer verilmiş olması. Her bölümünde kendimize ait hatıralar bulmamızı sağlayan Begüm Özkaya Kurt'a teşekkürlerimi borç bilirim. (Seher Başdaş)
Yazar, Pandoroma Kasabası'nda, paylaşarak ve sürekli gelişerek birlikte güzelleşmenin mümkün olduğu bir mahalle kültürünü sıcacık bir yerden bize hayal ettiriyor. Hikayede öncü olanlar, bu kez gençler... (Nevra Rukiye Bozdağ)