Uyanış Filozofu, güncesine şöyle başlamıştı:
'Ben kimim?' sorusundan daha önemli; daha öncelikli bir sorudur: "Ben gerçekten ne zaman uyandım?" sorusu. Hafızanın "hatırlama sürecinin" giderek kısaldığı bu çağda kimlikler sürekli değişebilir, daha önce "olunan" kimlikler artık yokmuş gibi unutulabilir ama "ilk düşünsel uyanış" hiçbir zaman unutulmaz çünkü gerçekten uyanan kimse, uyanmadan önce gerçekte kim olduğunu; uyandıktan sonra da neyin gerçek, neyin rüya olduğunu bütünüyle anlayabilir. Uyanmayı bilen, hayatı yakalar.
Bu kitap, kendisinin kim olduğunu değil, kendisinin ne zaman "uyandığını" kavramaya çalışan bir Uyanış Filozofu'nun sezgisel güncesi. Ne salt akademik bir analiz ne de bir felsefi psikoloji kitabı, biraz günce tadında bir uyanış hazırlığı, biraz benliğin her gün güne yeniden uyanır görünürken aslında gerçekten ne zaman uyanacağının psikolojik izlekleri, biraz da "kendini anlamak yetmez, kendini uyandırmak için sağlam bir uyanış gerçekliğine ulaşmak ger ekir," düşüncesinin uyanış hazırlığı...
Uyanmak ger ektiğinin farkında yız ama ger çekten uyanma ya hazır mıyız?
Bu soruyu ce vaplamadan önce burada şu iki önemli soru karşımıza çıkar:
Psikoloji v e felsefe gündelik ha yatta ne tür bir uyanışa y ol açıyor?
Düşünmek, aslında hiç uyanamama haline sürükle yen derin bir uyku mu?
Sadede gelirsek; bu kitap, bu tür soruların "yeterince" sorulması sonrası çağımız insanının önüne sanki kendisi sormuşçasına her gün sunulan cevaplarla yetinmek yerine bu cevaplardan bağımsız bir uyanış yolculuğuna çıkmak isteyen, "beyin öksürüğü" adını verdiği bir yöntemle düşüncelerini günce biçiminde bir araya getiren bir Uyanış Filozofu'nun ilk uyanış yolculuğuna çıkışının hazırlıklarını barındırıyor.