Türkiye Cumhuriyeti, şu iki yeminin eseridir: Misak-ı Milli ve Misak-ı İktisadi!
Batı dünyası için "Türk" kelimesi, Selçukluların Anadolu'ya girişinden itibaren İslam'ın askeri ve siyasi temsilcisi anlamına gelir. Aynı şekilde, İslam coğrafyası için de "Frank"
ya da "Haçlı" kelimesi, Hıristiyanlaşan Roma'nın militan ve sömürgeci temsilini karşılamaktadır.
Bu karşılıklı zihinsel inşa, tarih boyunca "galatımeşhur" haline gelen "Türkler geliyor!" ifadesini dini ve siyasi bir tehdidin, "Haçlılar geliyor!" ifadesini ise Batı müdahalesinin ve saldırganlığının simgesi haline getirdi.
Türkler ile Batı arasındaki bu karşılaşmalar, zaman içinde jeopolitik bir eksene oturdu. Bu eksen, İstanbul, Kudüs ve Mekke'yi içine alan kutsal bir medeniyet hattı oluşturur.
Bu hatta kim egemen olmuşsa, dünya sistemine o yön vermiştir. Osmanlı Devleti, bu hattı kontrol ettiğinde hem Batı Akdeniz'e, hem Hint Okyanusu'na, hem de Ortadoğu'ya hükmeden küresel bir siyasi güç haline geldi. Bugün de uygulanan Büyük Ortadoğu Projesi, Büyük İsrail Projesi ve Yeni Dünya Düzeni çalışmaları bu hat üzerinde egemenlik kurma çalışmalarıdır.
Haçlılar sahadadır. Türklerin de bu zamanda yeniden tarih sahnesine çıkması mukadderdir...