"Tolstoy'un en sevdiğim kitabı." İvan Turgenyev
Kazaklar Lev Tolstoy'un gençlik döneminde kaleme aldığı, doğayla insan arasındaki derin bağı, savaşın ve aşkın iç içe geçtiği bir yaşamın ortasında sorguladığı çarpıcı bir roman. Tolstoy, eşsiz gözlem gücü ve yalın ama şiirsel diliyle hem insan ruhunun karmaşasını hem de bozkırın büyüleyici özgürlüğünü sayfalara taşıyor. Bu eser, onun daha sonraki büyük yapıtlarında doruğa ulaşacak olan ahlaki ve varoluşsal sorgulamaların da ilk adımlarını gösteriyor.
Moskova sosyetesinin yapaylığından bunalan genç asilzade Olenin, hayatın hakiki anlamını bulmak umuduyla orduya katılır ve Kafkasya'ya gider. Terek Nehri kıyısındaki bir Kazak köyünde, sade ama gururlu bir halkın dünyasıyla tanışır. Burada, savaşın gölgesinde sürüp giden hayatın doğallığı ve doğayla kurulan içten bağ, Olenin'in ruhunda bir sarsıntı yaratır. Genç Kazak kızı Maryanka'ya duyduğu derin ama karşılıksız aşk, onun içsel uyanışını hızlandırır; tutkuyla maneviyat, arzuyla erdem, bireyle toplum arasında süregelen o kadim çatışma yeniden vücut bulur.
Sade bir yaşamın içinde saklı olan yücelik, doğanın huzurunda eriyen insan gururu ve hakikati arayışın kaçınılmaz yalnızlığı... Bu eser, Tolstoy'un insanı ve dünyayı anlama çabasının en duru, en içten yankılarından biri.