Daha iyi bir dünyada yaşama arzusu olan herkesin hayalinde, tüm eşitsizliklerin ortadan kalktığı, adaletin hüküm sürdüğü ve bireylerin ortak faydalar için fedakârlıklar yaptığı "iyi bir toplum" bulunmaktadır. Peki, bunca korku, kaygı, kıskançlık, rekabet ve nefretin ortasında, bizi ortak hedeflere bağlayacak olan duygular nelerdir? Yaşayan en önemli felsefecilerden biri olarak kabul edilen Martha C. Nussbaum, Politik Duygular'da, aşk ve sevgiyle şekillenen kamusal duyguların doğasını inceliyor ve iyi bir toplumun, bireylerin karanlık tarafının ortaya çıkardığı zararı sınırlarken, insan psikolojisinde doğuştan var olan kaynaklardan nasıl yararlanabileceğini açıklıyor. Nussbaum edebi eserler, şarkılar, politikacıların konuşmaları, tragedyalar, komediler, anıtlar ve hatta şehir parklarının tasarımlarından aldığı örneklerle duyguların gelişimleri üzerine değerli çıkarımlar yaparak temel insani meselelerimizi daha anlaşılır kılıyor. Jean-Jacques Rousseau, Auguste Comte, John Stuart Mill ve Rabindranath Tagore gibi isimlerin düşüncelerine yer vererek, bu konu hakkında kendisinden önce sunulan önerileri de ele alıyor.
Politik Duygular kitabını hayatının en önemli çalışmalarından biri olarak tanımlayan Nussbaum, iyi ve adaletli bir toplumda sevginin vazgeçilmez olduğunu vurgulayarak okura şu soruyu yöneltiyor: "Toplumların iktisadi düşünceye, askeri stratejiye, bilim ve teknolojideki ilerlemelere ihtiyacı var da kalbe ihtiyacı yok mu?"