Esra Makara, Dönüş Bileti'nde okuru haritalardaki sınırların ötesine, dilin ve hafızanın tekinsiz kıyılarına çağırıyor.
İstanbul'un karmaşasından Girit'in Hanya sokaklarına uzanan bu yolculuk, sadece bir mekân değişikliği değil; bir kadının kendi sesini, annesinin suskunluklarında ve geçmişin tozlu mektuplarında arayışının hikâyesi. Roman, kelimelerin tükendiği, dillerin birbirine karıştığı ve "yabancılığın" (unheimlich) en çok hissedildiği o kırılma anlarına odaklanıyor.
Devin'in, çevirmen titizliğiyle kendi hayatını tercüme etme çabası, okura şu soruyu fısıldıyor: İnsan, köklerini toprağa mı yoksa hikâyelere mi salar?
Dönüş Bileti; mübadele acısını, kuşaklar boyu süren sessizliği ve tamamlanma arzusunu, Ege'nin iki yakasından duyulan ortak bir ağıt gibi işliyor.