Bir sandığın içinden çıkan, sadece hatıralar değil; bir milletin yeniden doğuşunun tanıklığı, bir kadının sessiz kahramanlığı...

Çengelköy'ün taş sokaklarında geçen bir çocukluk... Cumhuriyet'in ilk nefeslerinde filizlenen umutlar... Ve hemşirelik mesleğine adanmış bir ömür...

Suna (Tan) Yurtseven'in hayat hikayesi, sadece bir biyografi değil; aynı zamanda bir dönemin ruhu, bir toplumun dönüşümünün samimi bir anlatısı... 
Atatürk'ün hediye ettiği soyadlarından, karartma gecelerinin projektör ışıklarına; Haydarpaşa Hemşire Okulu'ndan öğretmenlik günlerine, öğrencileriyle kurduğu ömür boyu süren bağlara kadar...  Her sayfada, geçmişle bugünü birbirine bağlayan köprüler kuruluyor.
Kızı Emel Hanım ve eşi Yalkın Tuncay'ın derleyip sunduğu bu kitap, hem bir kadının kendi ayakları üzerinde durma mücadelesini hem de eğitime, mesleğe ve insanlığa duyulan derin bir sevgiyi gözler önüne seriyor. Suna Hanım'ın hayat hikayesinden hepimizin öğreneceği çok şey var.

Bazı hayatlar sessiz yaşanır. Ama o sessizlikte öyle derin bir anlam vardır ki; zamanı geldiğinde konuşur...