Batı dünyasında hayranlık uyandıran çağdaşlığı dolayısıyla övgüler alan Zülfikâr Ali Bhutto'nun kızı Benazir 1988'de iktidara geldiği zaman bir İslam cumhuriyetinde demokrasiye ve kadın haklarının kazanlımasına dönüşün kahramanı olarak karşılanmıştı. Ama büyüleyici heyecan uyandıran ve kurnaz Benazir yaklaşık on yıl sonra cinayetle suçlanan kocası ile politika arasında bir seçim yapmak zorunda kaldı.
1990'da iktidardan uzaklaştırılan 1993'te üç yıl sonra yolsuzluk suçlamasıyla görevden alınıncaya kadar yeniden başbakan olan 1997 seçimlerinde yenilgiye uğrayan Benazir 1979'da babasının idamından 1996'ya kadar Karaçi'de muhabir olarak bulanan gazeteci Laurence Gourret Pakistan gerçekleriyle yüz yüze gelince Benazir'in Batı'daki görünümünün ne derece zorlama karmaşık ve yüzeysel olduğunu öğrendi. Benazir ve yakınlarıyla siyasî rakipleriyle ister yoksul ister varlıklı çevreden olsun kadınlarla görüştükçe gazetecinin kafasıdaki Benazir portresi iyice şekillendi. Bir yanda aldatmaca otorite öte yanda derebeyleriyle uyuşturucu babalarıyla gerçek bir iktidar. Laurence Gourret'nin açığa çıkardığı sadece Benazir'in başörtüsünün içyüzü değil çoğunluğu günü gününe şiddet ve korkunun egemen olduğu bir yaşamla baş etmek zorunda kalan yüz kırk milyon Pakistanlı'nın yaşamı.
Bu kitabın siyasî sosyal ekonomik sorunlar veya dinin sömürülmesi gibi birçok açıdan bakıldığında Pakistan gerçekleri ile günümüz Türkiye'sinde yaşanan sorunlar arasındaki ortak noktaları yakalamanıza yardımcı olacağına inanıyoruz. Benazir Butto