Göktürkler; düşmanlarının korkulu rüyası, cenk meydanlarının yenilmez savaşçılarıydılar. Er meydanında yenilmeyen Türkleri mağlup etmenin tek yolu vardı; hile ve tuzaklar. Böylelikle düşmanın sinsilikleri karşısında Göktürkler ağır bir yenilgiye uğradı. Artık güven içinde yaşayabilecekleri bir yurtları yoktu. Kendilerine dağların arasında gizlenen kuş uçmaz kervan geçmez Ergenekon'u yurt edindiler. Burada yerleşip ve yeniden çoğalıp güçlendiler!
Sonunda Ergenekon'dan çıkıp varlıklarını dosta düşmana kabul ettirme vakti geldi.

Türklerin kağanı Börteçine Kağan şöyle seslendi halkına:
"Ey Türk milleti ! Büyük gün geldi. Bugün tarihi bir gündür. Az sonra buyruğumla Türk Avullar, boylar, obalar Ergenekon'u terk ederek dünyaya dağılacağız. Atalarımızın soyunun kırıldığı topraklara tekrar dönecek ve Türk töresinin ölmezliğini bir kere daha dünyaya duyuracağız."

Ergenekon destanında bir milletin birlik ve beraberlik içinde hareket etmesi halinde tüm dünyanın hilelerine nasıl karşı koyabildiğini görecek, çağdaş hilelere karşı durmanın yollarını atalarımızın saflığından öğreneceksiniz.

Çünkü destanını bilmeyenler yeni destanlar yazamazlar.