Avrupa kıtasında yirmi birinci yüzyıl dünyası ve Amerika'nın o dünyadaki yeri üzerinde büyük etkiye sahip olacak jeopolitik bir deprem gerçekleşmekte. Ama şu ana dek Amerikalıların çoğu bunu dikkate almamayı seçti.
Yeni Avrupa Birleşik Devletleri'nin sahip olduğu insan sayısı servet ve ticaret hacmi Amerika Birleşik Devletleri'ninkinden daha fazladır. Yeni Avrupa askerî güç konusunda Amerika ile boy ölçüşemez. Bunu istemiyor da zaten. Ama uluslararası her organizasyonda Birleşik Devletler'den daha fazla oya sahiptir ve kalkındırma amaçlı yardımlar söz konusu olduğunda çok daha fazla para sağlamaktadır.
İrlanda'dan Estonya'ya dek yaklaşık yarım milyar nüfuslu AB'nin bir başkanı bir parlamentosu bir anayasası bir bakanlar kurulu bir merkez bankası bir insan hakları beyannamesi birleşik bir patent bürosu ve her üye ulusun en yüksek mahkemelerinin kararlarını hükümsüz kılacak güçte bir mahkeme sistemi var. NATO'dan veya başka bir dış denetimden bağımsız 60.000 üyeli bir orduya sahip. Yörüngeye oturmuş 200 uydusu olan kendi uzay dairesi var ve Mars'a Amerikalılardan önce bir Avrupalıyı göndermeyi hedefleyen projesi de yürürlükte. Ceza davalarından kurumsal vergilendirmeye fıstık ezmesi etiketlerinden çim biçme makinelerinin güvenliğine dek her şeyi kurallara bağlayan 80.000 sayfalık bir mevzuatı ve 22.000 kişilik bir bürokrasisi var.
AB'nin liderleri ve halkı Amerikan hakimiyetindeki dünyayı değiştirmeye kararlıdır. Bu hedef Yeni Avrupa için güçlü bir motivasyon oluşturmaktadır. Avrupa'nın birleşmesinin bariz sonuçlarından biri Atlantik Okyanusu'nun iki yakası arasındaki ayrılığın her geçen gün daha da derinleşmesidir.