"Kendime başka bir aile bulmaya karar verdiğim gün gök delinmiş, bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu. Yağmuru arada bir severim. Ama bu kez fazlaya kaçıyordu. Allahım o ne tufandı öyle! Ne kadar hızlı koşarsam koşayım elbisem üstüme yapışırdı..." 1950'li yıllarda Paris. Küçük Simone çocukluğunu Pigalle ve Blanche sokakları arasında yitiriyor. Annesi ile babasının ona ayıracak vakitleri yok. Kemancı baba kadın peşinde koşmakla, falcılık yapan anne de üzüntüsünü kristal küreye bakarak dağıtmakla meşgul. Allah'tan mahalleyi renklendiren cazibe tüccarı Loretta ve arkadaşları, Rus ressam Bassili ve Rochechouart Karnavalı'nın İtalyan cücesi Kurt gibiler var. Bir de Cezayirliler ve yeni gelen Amerikalı askerler.. Simone aslında bale dersinde arkadaş olduğu zengin İsabelle gibi olmaya can atıyordu! Melodramlar ve yanlış anlamalar pahasına.. İnsan durmadan yeni bir aile bulma hayaliyle yaşarsa, ergenlik çağından kurtulabilir mi? Kadere baş kaldırışlarını, gönül maceralarını ve keyifli anılarını bizlerle paylaşan Simone, çocukluğunun saf güzelliğini bizlerle paylaşıyor. Pigalle'de büyüyen Christine Haydar'ın ilk romanı Simone Fransız geleneğini izleyen güçlü ve zengin bir anlatı.