Ve sonra turuncu alevlerle yanan bir meşale kendilerine doğru tutulmuştu. Yanıp sönen soluk ışık karanlığı biraz da olsa aydınlatıyordu. Artık karşısındakilerin kim olduğunu görebiliyorlardı...
Jack etrafına bakınırken, basamaklı tiyatroya benzeyen bir yere çıktıklarını anladı. Burası kendilerine sessizce bakan insanlarla doluydu. Üzerlerinde uçan yarasalar kanat çırparak insan biçimine girdiler.
"Jack..." diye kekeledi Emily.
Sessiz izleyicilere bakan Jack, meşale sandıkları şeyin bir vampirin gözlerinde yanan o cehennem ateşi olduğunu farketti.

Ben, Jack ve Emily vampir tanrı Camazotz'a karşı bir ölüm kalım mücadelesi veriyorlar.

Genç vampir avcıları, buharlaşan Meksika ormanlarında, Camazotz'u sonsuza dek yok edecek muskanın peşine düşer düşmez tehlike her yerde görünmeye başlar.

Bu kadar umutsuzluk içinde bunca şeyin üstesinden nasıl gelebilirler ki?