Her yıl insanın beş duyusundan dördünü tatmin etmek için milyarlarca dolar harcanıyor. Bu duyulardan bir ya da birkaçının etrafında kocaman endüstriler türedi. Televizyon ve filmler göze hizmet ediyor; radyo ve müzik setleri duyma duyusuna; süpermarketler ve restoranlar tad alma duyusunu tatmin ediyor kozmetik şirketleri ise koku alma duyusan zevk veriyorlar. Oysa dokunma duyusu çoğunlukla dışarda bırakıldı. Açıktır ki toplum dokunma eylemlerine çok özel bir muamelede bulunuyor. Dokunma psikolojik olarak o denli cinsellikle ilişkilendi ki insanlar cinsel yasakları dokunmaya kadar genişletiyorlar. Dokunma duyusu yatak odasında zincire vuruldu. Oysa dokunma gelişen ilk duyumuzdur diğer dördü dokunma duyusunun doğal gelişimleridir. Dokunma başlıca insani deneyimdir. Dokunma güçlü bir araçtır. Toplum bu güçten korkarak bunu karmaşık bir yasalar zinciriyle; sardı dokunmanın kendisi neredeyse "dokunulmaz" oldu. Bu kitap çoğunlukla görmezden geldiğimiz önemsemediğimiz bu konu hakkında okuyucuya geniş bilgiler vermekte yeni bir anlayışın yeni bir tutumun oluşması için yol göstermektedir.