"Hüzünler, kederler ve çileler birer kıştır; neşeler, sevinçler ve zevkler ise birer bahar. Hüzünler, kederler ve çilelerdir ki, bizlere neşelerin, sevinçlerin ve zevklerin bahar oluşlarını öğretir.
...Ayakta durmak ve baharın kıymetini bilerek tekrar bahara kavuşmak istiyorsak eğer, kışın olgunlaşan ağaçları örnek alalım kendimize. Kışın olgunlaşan ve hazırlığını kışın yapan ağaçları.. Evet o asırlara meydan okuyan devasa ağaçlardır ki, bahanar hazırlıklarını kışın yaparlar. Onun için oflayıp puflamazlar bizim gibi, feryat figan etmezler, acı çığlıklar koparmazlar, ellerini dizlerine, başlarını taş duvarlara vurmazlar.
Onlar, yani o devasa ağaçlar bilirler ki, kış kıştır ve fani olan ömürler içinde mutlaka gelecektir. O halde ondan faydalanmanın bir yolunu bulmalıdır. Ve öyle de yaparlar... Kışın en şiddetli soğuklarında olgunlaştırırlar, baharda çiçek çiçek açacak ve meyveye duracak olan tomurcuklarını.
Ve kışa dayanamayan tomurcukları, kışa dayanamayan dallarını sevmezler; otlar gibi olmayın derler onlara, lisan-ı halleriyle. Ve ot gibi olan dallarının akibetini gösterirler, bakan ve gören herkese, ibret-i alem için."
Bu kitap, bahara ulaşmanın yolunun kıştan geçtiğini anlatır bize ve kıştan ürkmemenin yolunu da. Öyleyse, bu kitabı okuyalım ve okutalım.