77. sayımızda objektiflerimizi Türkistan coğrafyasına çevirmiştik, 78. sayımızda Balkanlar'a dönüyoruz. Bu sayımızda Balkanlar'ı hem akademisyenlerden hem de yaşayan edebiyatçılarından gözlemliyoruz. Bölgenin tarihî süreç içerisinde nasıl etkilendiği, günümüzde edebî üretimi, Türkiye'nin bölge yazarları ve edebiyatına katkısı ve etkisi gibi konuları detaylı bir şekilde okuyabileceksiniz.
Röportaj konuğumuz da Balkan göçmeni bir ailenin çocuğu olarak ülkemize kıymetli hizmetlerde bulunan Mustafa İsen. "Yaptığım işleri mensup olduğum medeniyete bir katkı olsun diye gerçekleştirmeye çalışıyorum," diyen hocamız Rahşan Tekşen'in dosya konumuza ışık tutacak sorularını cevaplandırdı. Bölgenin değişen siyasi ve jeopolitik yapısı nedeniyle yaşanan zorluklar, imkânsızlıklar, çabalar birinci ağızdan kayıt altına alınıyor.
Karabatak bu sayısında projektörünü "Edebiyat bana gözlem yapmayı öğretti," diyen Ahmet Kara'ya tuttu. İlk öykü kitabı ve yeni yayımlanan romanı üzerinden yapmış olduğu gözlemleri okurlarımızla paylaştı. Öyküleriyle sağlam bir kurguya ve gözlem gücüne sahip olduğunu gösteren Kara, romanıyla da sağlam bir basamak daha oluşturduğunu gösteriyor.
Deneme yazılarımızda Ali Ömer Akbulut, görmeyi sadece gözlere indiren insanın kör noktasını kaleme aldı. Hasan Akay, sonlu sonsuzlukta anlam ve hakikati ararken, Süleyman Unutmaz, "kitapların öğretmediği şeyler"i anlattı. Melike S. Turan hikâyelerinde yer verdiği kelimeleri mercek altına alarak "Recep Seyhan'ın Dilimize Katkıları"nı yazdı.
Gezi bölümümüzde F. Hande Topbaş, İslamabad'dan Karaçi'ye geniş bir coğrafyada Pakistan izlenimlerini Karabatak okurlarıyla paylaştı.
Poetika bölümümüzde Hasan Akay, "Âlemler ve Anlamlar" üzerine sorgulamalar yaptı. Mustafa Köneçoğlu, Ömer Erinç'in Sevdanın Hükmü Baki Defteri'ndeki şiirlerinin ideolojik örgüsünü ve estetik tavrını ustası Nuri Pakdil'in izlerinde aradı. Rıdvan Kadir Yeşil, Baudelaire'in şiiri, yaşantısı ve albatrosla benzerliğine dair dikkat çekici tespitlerde bulundu.
Yeni açmış olduğumuz sinema bölümümüzde Mehmet Kirtorun, yapay zekânın insanlara sunduğu konforun sonuçlarını sorgulatan M3GAN filmini değerlendirdi.
Tiyatro bölümümüzde Derya Özer, Türk tiyatrosunun önemli eserleri arasında olduğu kabul edilen Deli Dumrul oyununu okurlarımız için ele aldı. Klasikleşen Dede Korkut hikâyelerinden olan Deli Dumrul'un sahne izlenimleri oldukça çarpıcı.
Karabatak bu sayısıyla da arşivlik bir çalışma yapıyor ve Türk kültür dünyasını adım adım kayıt altına almaya devam ediyor.