Ayraç Aylık Kitap Tahlili ve Eleştiri Dergisi Sayı:8 Yıl: Mayıs 2010
Ayraç Aylık Kitap Tahlili ve Eleştiri Dergisi Sayı:8 Yıl: Mayıs 2010
    • Basım Yılı
    • Baskı
      1
    • Kağıt Türü
      Kitap Kağıdı
    • Ebat
      21 x 29
    • Dil
      Türkçe
    • Cilt Durumu
      Karton Kapak
    Matbaanın icadı, yazılı kültürün demokratikleşmesi, herkesin "yazılı" bilgiye erişebilmesi adına bir dönüm noktasıydı. Gutenberg, ilk olarak İncil basmaya başlamıştı. Avrupa'da elden ele dolaştı, Gutenberg'in İncil'i. Din adamlarının tekelinde olan "kutsal bilgi", bir anda herkesin kullanımına sunulmuştu. Romanlar, şiirler, gazeteler... Ve manifesto çağı başlamış oldu. Bilginin kolay erişilebilir olmasının, tekeli kırdığı ve belli iktidarları sona erdirdiği muhakkak. Fakat bütün bu "yazının demokratikleşmesi" sürecinden çıkardığımız bir başka ders, eleştiri imbiğinden geçmeyen bilginin, anlam üretmekten çok anlam tüketmeye başlamasıydı.
    Edilgen okur, bir süre sonra yazının şekillendirdiği bir dünyanın figüranı olmaya mahkûm edilmişti. Flaubert'in Madam Bovary'si Paris'in görkemli yaşantısını, aristokrasinin şaşaalı hayatını okuduğu romanlardan öğrenmişti. Tutku, bir kelimeydi her şeyden önce. Sayfanın üzerinde beliriyordu ve içine çekiyordu. "Ah kelimeler ve onlara inanmanın saadeti..." diyecekti Ahmet Hamdi Tanpınar yıllar sonra. Yazının bu kısa serüveni, anlamlılığın da serüveniydi bir süre için. Anlamlar, kelimelerle ifade ediliyordu ve harfler bir dilin imkânları arasında en derli toplu olanlardı.
    Matbaanın icadının üzerinden geçen onca senede, müzik ve resim gibi başka türlü "dil" imkânlarının da demokratikleşmesi gerçekleşti. Adorno ve Horkheimer'ın etraflıca anlattığı "kültür endüstrisi" boy atıp serpildi. Artık her yanda resimler, sesler, harfler... Semboller ve anlamlar matbaada olduğu gibi, seri üretime geçtiler. Artık her yerden o görüntüler fışkırıyordu. O anlamlar, her köşe başında beliriyordu. Böyle olunca, anlamsızlaşıyorlardı. Görüntüler de, yazılar gibi bir doygunluğa ulaşıyor ve sonunda içi boşalan kavramlara dönüşüyordu. Edilgen okur, edilgen izleyiciye dönüşüyordu. Tam bu noktada, aslında "okunuyordu" her şey: Çünkü her şey "metin"di.
    Ürün Kategorileri
    YORUM YAPIN
    Yorum Başlığı:
    Yorumunuz*:
     
    Bu ürünle ilgili bize iletmek istediğiniz her hangi bir hata mevcut ise aşağıdaki formdan gönderebilirsiniz.
    Bildirdiğiniz hata tarafımızdan düzeltilince e-posta ile bilgilendirileceksiniz.
    Hata Detayı:
    FIRSATLAR
    © 2025 KitapStore.com - Tüm Hakları Saklıdır